Aranızdaki tek cahil ben miyim bilmiyorum ama, bu güzeller güzeli ablamızı Gossip Girl'den önce hiç tanımıyordum. Ne iyi etmişler onu evlerimizin Serena'sı yapmakla! Onu ilk önce mini lise eteği, kravatı, çizmeleri, deri ceketleri tanıdık. İçimizden "Ben giysem bu sünepe gibi olurum" diye geçirdik. Ardından ablamız büyüdü, büyüdü..
Büyümez olaydı. Hay başına meteor düşesice! Bacak boyu olmuş benim boyum kadar! (YAZAR BURADA FECİ ŞEKİLDE KISKANIYOR) Yüz desen ayrı güzel, ama işin en ilginç tarafı, bu kadın güzel olup iyi giyinmesini bilen nadir kitleden. Allah razı olsun, gözümüzü göynümüzü doyuruyor.
Bence evrenselleşmiş bacak kavramı bu abi ya. Olmalı yani. İdeal boy desen onda, bacak desen onda, saç baş desen kuul. Giyim tarzına gelince, genellikle mini etek/elbise/şort vazgeçilmezleri. Yetmezmiş gibi bir de topuklu ayakkabı giydi mi dünya üzerindeki genel "kadın" kavramını zirvelere taşıyarak bizi zor durumlara düşürüyor.
Söylenecek çok şey var da, özellikle yukarıda mavi etek ile yaptığı kombine bakınca insanın söyleyeceği her şey boğazına düğümleniyor. Blake'in en güzel aksesuarı bacakları kesinlikle..
Not: Eğer sen de Blake'in stilini beğeniyorsan ama ne giyeceğini bilemiyorsan, dördüncü resimdeki gibi yüksek bel ve aşağılara doğru bollaşan etekleri tercih etmelisin.
"Ünlü olmak illa çok şatafatlı, her tarafı pul payet, ayaklı tuhafiye dükkanı gibi gezmek değildir" diyor Blake Lively. Şaka be, İngilizce'de "şatafat"ın tam bi karşılığının olabileceğini sanmıyorum. Bu uydurduğum cümleyi demese bile, giyimiyle yeterince belli ediyor bence. Özel bir davet olmadığı sürece çok iddialı giyinmeyerek güzelliğine olan güvenini gösteriyor. Zaten çuval giyse yakışacak kadına.
Not: Beyaz etek-mavi çizgili gömlek kombinini kaydedin aklınıza kızlar. Bence sade, ama şık bir kombin. Kolye seçimi de doğru. Eğer o kombine boyun hizasında bir kolye taksaydı bu kadar şık görünmezdi gözümüze. Hala yakalarının neden apaçi gibi havada olduğunu anlayamasam da, bacakları gözlerimi alıyor, yazamıyorum..
Sekiz farklı resmin altısında dize kadar çizme çekmiş olmasından da anlaşılacağı üzere, çizme uludur, çizme güzeldir. Çizme aşığı bir insan olarak çizme sevip de zevksiz olanı gördüm, ama çizme sevmeyip güzel giyineni göremedim. Çünkü çizme aşktır, tutkudur. Kısacası boyu uzun olan bayanlarımız, sözüm sizlere, dilediğiniz uzunlukta çizme giyme özgürlüğüne sahipsiniz. Ama halk arasında minyon diye tarif ettiğimiz, (ne biçim kelimeymiş, yazarken fark ediyorum) boyu, dolayısıyla bacak boyu kısa bayanlarımızın dize kadar çizme giymelerini önermiyorum. Bu görüntü sizi olduğunuzdan daha kısa, bastıbacak -ve yine halk arasında kullanılan müthiş bir deyim- gösterir.
Neyse, Blake'in ikinci resimdeki kırmızı deri ceketi kalp ben.
Bence dünyanın en çirkin, en fiziği biçimsiz insanını getirseniz onu bile kuul gösterebilecek giysi: trençkot. Hele de böyle güzellikte çığır açmış ablalar giydi mi, bundan iyisi şamda kayısı.
Not: Trençkot giyelim, giydirelim. Eğer trençkot bugüne kadar gardırobunuzda hiç olmamış bir parçaysa krem, gri, siyah gibi renklerden modeller seçin. Böylece her kıyafetinize uyar. "Yok canıııım, bende var birkaç tane" diyorsanız da kırmızı, somon rengi gibi renklerin çok güzelli modelleri var. Ne olursa olsun, mutlaka gardırobunuzda bir tane trençkotunuz olmalı.
Yine sizin bileceğiniz iş ama, az önce de söylediğim gibi dize yakın ve diz üstü uzunlukta çizmeleri bacak boyu kısa olan bayanlar giymemeli bence. İlla giyeceğim diyorsanız karar sizin, ama şık olmak biraz da vücudunu tanımaktan geçer.
Aynı şey deri pantolonlar için de geçerli, hatta tüm skinny pantolonlar için de. O daracık pantolonlar içinde güzel durayım istiyorsak sporumuzu aksatmayıp öncelikle fazlalıklarımızdan kurtulmak gerek. Ama tabi Blake'in böyle bir sorunu yok, rahat rahat giyiyor istediğini...
Peki be vicdansız, be insafsızın kızı, be nankör kedi hiç mi Allah'ın yok?! Haven't you got any god? Etekleri şortları çekip çekip çıkıyorsun dışarı. Gerçi sen giymeyceksin de babaannem mi giyecek. Giy güzelim, giy annem, giy. (ZIKKIM GİY :<)
Neyi ne zaman giymiş bilmiyorum ama, petrol mavisinin olabileceği en güzel tonda giydiği kısa tulumu bu yazın trendleri arasındaydı. Bence sen de bir tane gardırobuna eklemelisin.
Blake'in en sevdiği şeydir, yüksek bel kıçını bile zor örten etekler... Türkiye şartlarında giymek biraz zor olsa da, opak çorapla kışın giyilebilir bence. Tabi yanında abin, sevgilin, eşin olmadığı sürece giymeni pek önermiyorum.
Gördüğünüz gibi ünlü olmak sokağa çıkarken takıp takıştırmak, kokoş olmak demek değil. Kısa şort veya eteğinizi bir body (iki ve altıncı resimdeki gibi) ve gömlekle kombinleyebilirsiniz.
*Kuulluk garantili öneri: Gömleği iliklemiyoruz, ceket gibi kullanıyoruz bu kombinlerde. (luk et dı pikçırs)
Bir kere krem insana asalet katıyor bence. Turuncu fırfırlı detayları olan elbisesini elbiseme son dakika arabada bir şey dökülmediği sürece giymezdim belki ama, çok mu çirkin duruyor derseniz de hayır durmuyor. Sağdaki lacivert tunikli kombini benim depresyon stilim. Hatta evdeki depresyon hırkama eş değer olmuş. Depresyon stili de mi olurmuş demeyin, o hırkayı giyince acıların kadını Bergen oluveriyorum bir anda.
Ve gelelim en çok beğendiğim fotoğraflar dizisine. Fark ettiyseniz, daha doğrusu yazının sonunda edeceksiniz, internette böyle bir ünlü stili incelemesi daha yoktur. Kaç yüz tane fotoğraf gezdim, kaç yüz tanesini seçip düzenledim. Bu yazıyı birkaç gün önce yazabilirdim bu kadar uğraşmasaydım, ama sanırım kendimi kaptırdım. Şu şortun daha çok yakıştığı bir kişi daha görmedim ömrümde. Bugün yarın bu bacaklara bir şey olursa benim nazarımdan olacak her halde, maşşşşallah diyelim nazar değmesin.
Not: Bacaklarınız güzelse asla mini şort giymekten çekinmeyiniz. Mini şort giymenin de bir adabı var, bundan bir sonraki yazılarımda da bahsedeceğim ama kalkıp Parseller'de ne bileyim Tozkoparan'da mini şort giyerseniz o semt gezdiğiniz son semt olabilir.
İkinci resimdeki hali çok kıro geldi bana. İlla bacağını memesini açması gerekmiyor, ama bu da babaannemin basma eteğine benzemiş. En sağdaki elbiseni görmemiş olmayı dilerdim. Olmamış Blake, sen mini giymeye devam.
Yavaş yavaş kırmızı halıya doğru yol alıyoruz. Soldaki lacivert diz altından bir karış aşağıda biten elbisesini, o elbise formunun insanı çok yaşlı gösterdiğini düşünmeme rağmen beğendiğimi söyleyebilirim.
Not: Diz altı elbise giyerken mutlaka kalem formda olanlarını seçmeye dikkat edin. Kalem formdaki etek- elbiseler sizi olduğunuzdan daha uzun, vücut hatlarınızı da düzgün gösterir. Genellikle bayanlar tarafından toplantılar, iş yemekleri gibi resmi yerlerde tercih edilen bu elbiseleri katıldığınız herhangi bir davette de giyebilirsiniz. Fakat buna bir yaş sınırı getirmek gerek, çünkü gençlerde yaşlı teyze izlenimi bırakabilir. Minimum 25 yaş giymeli bu formdaki elbiseleri.
Kırmızı peplum elbisesi ve aynı renkte topukluları Blake'i mükemmel görünüme taşımış. İkinci fotoğraftaki elbise basenlerini olduğundan çok daha geniş göstermiş. Ayrıca kırmızı deri elbise hayatımda en son giymek isteyeceğim şey! İşte üçüncü resim, deri ceketin mükemmelliğini anlatıyor bize. Bir giysi düşünün ki birlikte kombinlenemediği tek şey eşofman! Blake'in de yaptığı gibi davete giyerken mini elbisenin üzerine giyebiliyorsun, sokağa çıkarken kotun üzerine, her şeyle uyumlu bu dünyanın en güzel icadı deri ceket. Canımsın deri ceket.
*Kuulluk garantili öneri 2: Ne yapın edin, dolabınızda en az bir tane deri ceket bulundurun.
Eklemezsem ölürüm, dördüncü fotoğrafta giydiği peplum üste, altındaki skinny tayt-pantolon her neyse ona bayıldım! Sırf bu görüntüyü bozmasın diye işportadan 5 tl'ye alınmış gibi görünen parmak arası plastik terliklerini kestim fotoğraftan. Sanırım sette rahat etmek için giydi. Başka bir neden düşünmek bile istemiyorum. Ve son olarak beşinci fotoğraftaki elbisesi, ayakkabıları bu yaz gideceğiniz herhangi bir davette sizi mükemmel gösterebilir!
Artık bu mini elbiselerin ne kadar yakıştığını yazmaktan benim elim yoruldu. Ben daha bir şey demiyorum. Diyemiyorum.
Ve son olarak uzun elbiseleri..
Bütün elbiseleri birbirinden güzel ama siyah deniz kızı formunda altında tüyleri olan elbise beni benden aldı. Yine Gossip Girl'de giydiği gri dantel detayları olan elbise de mükemmel. Kim bilir kaççüz dolardır :3 Rüyamızda görürüz olsun biz de.
Ve her güzel kadının hayatında birkaç kez rüküş olduğu durum vardır, Blake'in iki rüküşlüğünü burada görmekteyiz. Üst sırada sağdan üçüncü, ne iğrenç ne kıro bir elbisedir o! En sağdaki Marilyn Monroe'dan sonra kimsenin giymemesi gereken formda bir elbiseydi, olmamış Blake. Hakan Akkaya'nın bir lafı vardır bildin mi? "Berbatsın, ama yüzün güzel."
Ve tabii ki o da anasının karnından ünlü olarak doğmadı. O da kekomançiydi, o da arabesk rap dinlerdi. Kıskançlığımdan abartmıyorum, allah aşkına o stil nedir ya... Ben utandım burada. O zamanların modası buysa ben oynamıyorum :'(
Upuzun yazımı parmaklarım ağrımaya başlamışken Blake'in en sevdiğim stili ile sonlandırıyorum. Bence burda tek kelimeyle MÜKEMMEL olmuş.Bu yazıdan sonra üç gün ellerimi dinlendirmem gerek herhalde. Bacaklarınızın Blake gibi olmasını diliyor, kocaman öpüyorum.
Peki siz en çok hangisini beğendiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder